Bilgi & Randevu Formu

Kurumsal

Dentavia

Dentavia Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği 2022 mart ayında faaliyetlerine başlamıştır. Alanında uzman hekim kadrosuyla, Dentavia’nın önceliği hastalarına nitelikli sağlık hizmeti sunmaktır. Temizlik ve sterilizasyon alanında yüksek standartlar uygulanmaktadır. Diş hekimliğinin bilimsel gelişmelerini ve teknolojisini kullanarak hastaya özel tedaviler planlamak kliniğin öne çıktığı konulardandır.  Ağız sağlığı ve benzersiz estetik tedavileri birlikte sunabilecek donanımda hekim kadrosuna sahip klinikte, kendinizi özel ve güvende hissedeceğiniz bir ortamda tedavilerinizi huzurla sürdürebilirsiniz. Bünyesindeki Diş Hekimi Dt. İrem ÖZEN, Ortodonti Uzmanı Uzm. Dt. Mehmet SOYDİNÇ ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Dt. Yusuf Buğra ÖZDEMİR kliniğin aynı zamanda kurucu ortaklarıdır.  Lamina, Zirkonyum gibi estetik diş hekimliği uygulamaları, ortodonti, şeffaf plak tedavileri, dolgu, kanal tedavisi, diş eti hastalıklarının tedavileri, implant ve gömülü diş tedavileri Dentavia’da uygulanan tedavilerin bazılarıdır. Dentavia Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği alanında uzman hekimlerle    sizlere daha güzel ve sağlıklı bir gülüş kazandırmak için ilk günkü özveri ile çalışmalarına devam etmektedir.

Uygulamalar

Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi

Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi

Ağız Sağlığında Uzman Müdahale: Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Nedir? Ağız, diş ve çene cerrahisi; dişlerin, çene kemiklerinin ve ağız içerisindeki yumuşak dokuların cerrahi olarak tedavi edilmesini kapsayan diş hekimliği dalıdır. Gömülü diş çekimi, kist veya tümör alınması, çene kırıkları, implant cerrahisi gibi geniş bir yelpazede uygulamaları içerir. Özellikle uzmanlık ve hassasiyet gerektiren vakalarda bu alanda deneyimli hekimler tarafından yapılan müdahaleler, ağız ve çene sağlığının korunmasında kritik rol oynar.   Hangi Durumlarda Uygulanır? Gömülü yirmi yaş dişi çekimi Kist ve tümör operasyonları Çene kırıkları ve eklem bozuklukları Diş implantı yerleştirme Apse drenajı ve enfeksiyon tedavisi Diş çekimi sonrası kemik grefti uygulamaları Sinüs lifting (sinüs tabanı yükseltme)   Ağız, Diş ve Çene Cerrahisinin Avantajları Hastalıklı dokuların güvenli şekilde uzaklaştırılması Protez ya da implant öncesi ağız yapısının hazırlanması Diğer tedavilerle entegre, kalıcı ve sağlıklı çözümler Ağrı ve enfeksiyon gibi problemleri ortadan kaldırma Doğru müdahale ile hızlı iyileşme süreci   Tedavi Süreci ve Uygulama İlk muayenede detaylı ağız içi ve radyolojik değerlendirme yapılır. Gerekli durumlarda 3D tomografi ile çene yapısı incelenir. Cerrahi işlemler lokal anestezi altında, gerektiğinde sedasyon veya genel anestezi eşliğinde gerçekleştirilir. Operasyon sonrası iyileşme süreci kişiye ve uygulamaya bağlı olarak değişkenlik gösterir.   Sık Sorulan Sorular 1. Gömülü diş çekimi ağrılı mıdır? Hayır. Lokal anestezi altında yapılan işlem sırasında ağrı hissedilmez. Sonrasında hafif şişlik ve ağrı olabilir ancak hekimin önerdiği ilaçlarla kontrol altına alınabilir. 2. Çene cerrahisi sonrası ne kadar sürede iyileşirim? Ortalama 1 hafta içinde iyileşme sağlanır. Büyük operasyonlarda bu süre uzayabilir. 3. Cerrahi işlemler sonrası yemek yiyebilir miyim? İlk 24 saat sıvı ve yumuşak gıdalar önerilir. Sıcak yiyecek/içeceklerden ve sigaradan kaçınılmalıdır. 4. Her diş hekimi çene cerrahisi yapar mı? Hayır. Bu alan özel eğitim ve tecrübe gerektirir. Özellikle komplike vakalarda ağız, diş ve çene cerrahisi uzmanlarına başvurulmalıdır. 5. Cerrahi işlem sonrası yüzüm şişer mi? Bazı cerrahi işlemlerden sonra geçici şişlik oluşabilir. Buz uygulaması ile bu şişlik en aza indirilir.a

Protetik Diş Tedavileri

Protetik Diş Tedavileri

Kaybedilen Dişlerin Fonksiyonel ve Estetik Yeniden Yapılandırılması Protetik diş tedavileri, çeşitli nedenlerle kaybedilen ya da işlevini yitirmiş dişlerin, hem estetik hem de fonksiyon açısından tekrar kazandırılması amacıyla uygulanan bir diş hekimliği alanıdır. Bu tedaviler sayesinde çiğneme, konuşma ve estetik görünüm yeniden sağlanır. Sabit ya da hareketli protezlerle uygulanan bu tedavi, ağız sağlığını desteklerken hastanın yaşam kalitesini de belirgin şekilde artırır. Diş eksikliği yalnızca estetik bir problem değildir; aynı zamanda çiğneme bozukluklarına, sindirim sorunlarına, çene eklem rahatsızlıklarına ve diğer dişlerin konumunun bozulmasına yol açabilir. Protetik tedaviler, bu olumsuz etkileri ortadan kaldırmak için bireye özel olarak planlanır.   Protetik Diş Tedavi Yöntemleri 1. Sabit Protezler (Köprü ve Kaplamalar): Eksik dişlerin yanındaki sağlam dişlere dayalı olarak yapılan porselen, zirkonyum veya E-max kaplamalar ile diş boşlukları kapatılır. 2. Hareketli Protezler (Total veya Parsiyel): Çene kemiği ve destek dişlerin uygun olmadığı durumlarda kullanılan, hastanın takıp çıkarabildiği protezlerdir. 3. İmplant Üstü Protezler: Diş eksikliklerinde çene kemiğine yerleştirilen implantların üzerine uygulanan sabit ya da hareketli protezlerdir. 4. Geçici Protezler: Kalıcı protez yapılana kadar estetik ve fonksiyon sağlamak amacıyla kullanılan kısa süreli çözümlerdir.   Hangi Durumlarda Tercih Edilir? Diş kaybı olan bireylerde Aşırı madde kaybı olan dişlerde Dişlerin şekil veya renk bozukluğu yaşadığı durumlarda Dişsiz ağızlarda (total protez) İmplant destekli sabit diş yapılması gereken durumlarda   Protetik Tedavilerin Avantajları Kaybedilen çiğneme ve konuşma fonksiyonlarını geri kazandırır Estetik olarak kişinin özgüvenini artırır Yüz hatlarını destekleyerek yaşlı görünümü engeller Kalan dişlerin pozisyonlarının bozulmasını önler Uzun ömürlü ve dayanıklı çözümler sunar   Tedavi Süreci İlk muayenede hastanın ağız yapısı, diş eksiklikleri, kemik durumu ve beklentileri değerlendirilir. Gerekli ölçüler alınarak laboratuvarda protez hazırlanır. 1-2 prova süreci sonrası protez sabitlenir veya teslim edilir. Uyum süreci kişiden kişiye değişir, ancak genellikle kısa sürede adaptasyon sağlanır.   Sık Sorulan Sorular 1. Sabit ve hareketli protez arasındaki fark nedir? Sabit protezler ağıza yapıştırılarak sabitlenir, hasta tarafından çıkarılamaz. Hareketli protezler ise hasta tarafından takılıp çıkarılabilir. 2. Protezler doğal diş gibi görünür mü? Evet. Özellikle zirkonyum ve E-max gibi estetik materyallerle yapılan sabit protezler doğal diş görünümüne çok yakındır. 3. Protezler ağrı yapar mı? İlk günlerde hafif bir rahatsızlık hissi olabilir, ancak kısa sürede alışılır. Gerekirse hekim tarafından ayarlama yapılabilir. 4. Hareketli protezler konuşma ve yeme fonksiyonunu etkiler mi? İlk başta alışma süreci olabilir, ancak düzenli kullanımda konuşma ve çiğneme fonksiyonu normale döner. 5. Protez ömrü ne kadardır? İyi bakım ve düzenli kontrollerle protezler 5-10 yıl arasında sorunsuz kullanılabilir. Ancak zamanla değişen ağız yapısına göre yenilenmesi gerekebilir.

Periodontoloji

Periodontoloji

Sağlıklı Dişler Sağlıklı Diş Etleriyle Başlar Periodontoloji, dişleri çevreleyen yumuşak dokular (diş eti) ve sert dokuların (alveol kemiği) sağlığını korumayı ve bu dokularda oluşan hastalıkları tedavi etmeyi amaçlayan diş hekimliği dalıdır. Diş eti hastalıkları çoğu zaman sinsi ilerler ve tedavi edilmezse diş kaybına kadar gidebilir. Bu nedenle periodontoloji, yalnızca diş eti kanaması gibi şikâyetlerde değil, genel ağız sağlığının korunmasında da kilit rol oynar. Dişlerin sağlamlığı sadece kendi yapısına değil, onları tutan diş eti ve kemik dokusunun sağlığına da bağlıdır. Bu nedenle "diş eti bakımı", estetik ve uzun ömürlü bir ağız sağlığı için olmazsa olmazdır.   Diş Eti Hastalıkları Nelerdir? 1. Gingivitis: Diş eti iltihabının erken evresidir. Diş eti kanaması, şişlik ve hassasiyet görülür. Düzenli temizlik ve ağız bakımı ile geri döndürülebilir. 2. Periodontitis: İlerlemiş diş eti hastalığıdır. Diş etlerinde çekilme, kemik kaybı ve dişlerde sallanma görülebilir. Tedavi edilmezse diş kaybına neden olabilir.   Periodontal Tedavi Yöntemleri Detertraj (Diş Taşı Temizliği): Dişlerin üzerindeki tartar ve plak temizlenir. Küretaj (Derin Temizlik): Diş etinin altındaki iltihaplı dokular özel aletlerle temizlenir. Lazerli Diş Eti Tedavisi: Lazer ile bakteriler yok edilir ve iyileşme hızlanır. Periodontal Cerrahi: Gerekli durumlarda diş eti kesilerek temizlik yapılır ve doku yeniden şekillendirilir. Kemik Greftleri ve Rejeneratif İşlemler: Kemik kaybı olan bölgelerde doku yenileme işlemleri uygulanabilir.   Hangi Belirtilerde Periodontolojiye Başvurmalıyım? Diş eti kanaması Diş etlerinde şişlik, kızarıklık veya hassasiyet Diş eti çekilmesi Dişlerde sallanma Ağızda kötü koku Dişler arasında açılma hissi Protezlerin tam oturmaması   Tedavi Süreci Periodontal tedavi süreci hastalığın seviyesine göre planlanır. Gingivitis gibi erken evrelerde temizlik ve bakım yeterli olurken, ilerlemiş vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Tedavi sonrası düzenli kontrol ve iyi ağız hijyeni ile diş eti sağlığı korunabilir.   Sık Sorulan Sorular 1. Diş eti hastalığı tedavi edilmezse ne olur? İltihap diş etinden kemiğe ilerler ve kemik kaybı nedeniyle dişlerde sallanma ve kayıp yaşanabilir. 2. Diş eti hastalığı bulaşıcı mıdır? Hayır. Ancak aynı evde yaşayan bireylerde hijyen eksikliği nedeniyle benzer bakteri florası gelişebilir. 3. Küretaj işlemi ağrılı mıdır? Hayır. İşlem lokal anestezi altında yapılır. Sonrasında hafif hassasiyet olabilir. 4. Diş eti çekilmesi geri gelir mi? İleri düzey çekilme durumlarında doku grefti gibi işlemlerle kısmen düzeltme sağlanabilir, ancak tamamen eski haline dönmeyebilir. 5. Diş eti hastalığı neden olur? Yetersiz ağız bakımı, sigara, stres, sistemik hastalıklar (diyabet gibi), genetik yatkınlık ve yanlış yapılan protez veya dolgular diş eti hastalığını tetikleyebilir.

İmplantoloji

İmplantoloji

Kalıcı ve Estetik Diş Eksikliği Çözümü: Diş İmplantları İmplantoloji, eksik dişlerin yerine yapay kökler (implant) yerleştirilerek hem estetik hem de fonksiyonel açıdan doğal dişlere en yakın çözümün sunulduğu diş hekimliği dalıdır. Titanyumdan üretilen diş implantları, çene kemiğine yerleştirilir ve üzerine protez diş (kaplama) uygulanır. Bu işlem sayesinde diş kayıpları kalıcı şekilde telafi edilir ve çiğneme, konuşma gibi fonksiyonlar eski haline getirilir. Diş implantları, yalnızca tek bir diş eksikliği için değil; birden fazla diş ya da tam dişsizlik durumlarında da başarıyla uygulanabilmektedir.   Diş İmplantı Hangi Durumlarda Tercih Edilir? Tekli ya da çoklu diş kayıplarında Tam dişsiz ağızlarda (implant üstü protez) Hareketli protez kullanmak istemeyen bireylerde Köprü yapmak için sağlıklı dişlerin kesilmesini istemeyenlerde Konuşma ve çiğneme fonksiyonu bozulan bireylerde Estetik gülüşe kavuşmak isteyen kişilerde   Diş İmplantı Nasıl Uygulanır? İlk muayenede ağız içi ve röntgen (gerekirse tomografi) ile çene kemiği değerlendirilir. Yeterli kemik desteği varsa lokal anestezi altında implant yerleştirilir. Kemik ile implantın kaynaşması için ortalama 2-3 ay beklenir. Ardından üzerine protez diş yapılır. Günümüzde gelişen teknolojiyle bazı uygun vakalarda implantlar aynı gün içinde dahi sabitlenebilir.   İmplant Tedavisinin Avantajları Doğal diş yapısına en yakın çözüm Komşu dişlere zarar verilmez Uzun ömürlü ve dayanıklıdır Estetik açıdan yüksek memnuniyet sağlar Kemik erimesini önler Konuşma ve çiğneme fonksiyonlarını geri kazandırır   Tedavi Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli? İlk 24 saat sıcak yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalı Sigara ve alkol iyileşmeyi geciktireceği için kullanılmamalı İmplant bölgesi temiz tutulmalı, hekimin önerdiği şekilde fırçalanmalı Düzenli diş hekimi kontrolleri ihmal edilmemeli Sert cisimleri ısırmaktan kaçınılmalı   Sık Sorulan Sorular 1. İmplant acı verir mi? Hayır. İşlem lokal anestezi ile yapılır ve genellikle ağrısızdır. Sonrasında basit ağrı kesicilerle yönetilebilecek düzeyde bir hassasiyet olabilir. 2. Herkese implant yapılabilir mi? Kemik yapısı yeterli olan ve genel sağlık durumu elverişli olan herkese implant uygulanabilir. Ancak diyabet, kemik erimesi gibi durumlarda özel değerlendirme gerekir. 3. İmplant ömür boyu kullanılır mı? Doğru uygulama ve düzenli bakım ile implantlar 20 yıl ve üzeri sürelerle kullanılabilir. 4. İmplant vücudum tarafından reddedilir mi? Titanyum malzeme vücutla %100 uyumlu bir materyaldir. Alerji veya red ihtimali çok düşüktür. 5. Tedavi süresi ne kadar sürer? Kemik durumu ve uygulanacak tekniğe göre 1 günden 3 aya kadar değişebilir.

Özel Konular

Özel Konular

Her Ağız, Kendi Öyküsünü Taşır: Size Özel Diş Hekimliği Yaklaşımları Diş hekimliğinde her hasta birbirinden farklı ihtiyaç ve ağız yapısına sahiptir. “Özel Konular” başlığı, klasik tedavi yöntemlerinin dışında kalan, multidisipliner yaklaşım gerektiren ya da standart prosedürlerle çözülemeyen ağız ve diş problemleri için planlanan kişiselleştirilmiş tedavi süreçlerini kapsar. Bazı durumlarda hastanın beklentileri, medikal durumu, ağız içi anatomisi veya daha önce geçirilmiş tedaviler, klasik diş hekimliği prosedürlerinin ötesinde uzmanlık ve özel planlama gerektirir. Bu noktada devreye giren “özel konular” yaklaşımı, tamamen hasta odaklı bir süreç yönetimini ifade eder.   Hangi Durumlar “Özel Konular” Kapsamına Girer? Komplike implant tedavileri (kemik erimesi, sinüs sarkması gibi) Estetik gülüş tasarımı gerektiren kombine vakalar Telsiz ortodonti + estetik kaplama gibi birden fazla uygulama gerektiren vakalar İleri düzey çene eklem bozuklukları (TME) Diş sıkma (bruksizm) ve gece plağı uygulamaları Dijital diş hekimliği (3D ölçüm, CAD/CAM destekli uygulamalar) Alerjik hastalarda metal içermeyen özel materyal kullanımı Estetik kaygılarla medikal çözümleri bir arada isteyen bireyler   Size Özel Tedavi Planı Nasıl Oluşturulur? Geniş Ağız İçi Muayene: Radyolojik değerlendirme ve dijital tarama yapılır. Hasta Beklentileri Dinlenir: Kişinin yaşam tarzı, sağlık geçmişi ve estetik ihtiyaçları analiz edilir. Multidisipliner Değerlendirme: Gerekli uzmanlık alanları bir arada çalışır (implant, ortodonti, periodontoloji vb.). Tedavi Planı Oluşturulur: Süreç adım adım açıklanır ve kişiye özel uygulanır.   Avantajları Nelerdir? Her hastaya özel, etkili çözümler sunar Birden fazla sorunun tek seferde ele alınmasını sağlar Yüksek hasta memnuniyeti ve uzun ömürlü sonuçlar verir En güncel teknolojilerle desteklenir Estetik ve fonksiyonel denge bir arada sağlanır   Tedavi Süresi ve Uygulama Özel konular kapsamında yapılan işlemler, genellikle birden fazla branşı kapsadığı için daha uzun sürelidir. Ancak tedavi öncesi detaylı planlama sayesinde süreç öngörülebilir hale gelir. Hastaya adım adım bilgilendirme yapılır ve her aşama bireysel olarak ele alınır.   Sık Sorulan Sorular 1. Özel konular altında hangi tedaviler yer alır? İmplant, ortodonti, estetik kaplamalar, çene eklemi tedavileri ve dijital diş hekimliği gibi alanlarda standart dışı veya kombine tedaviler özel konulara girer. 2. Her hasta bu gruba girer mi? Hayır. Özel planlama sadece klasik yöntemlerin yeterli olmadığı, ekstra uzmanlık veya teknolojik destek gerektiren durumlarda uygulanır. 3. Tedavi süreci çok uzun sürer mi? Duruma göre değişir. Ancak süreç en baştan detaylı planlandığı için hem zamanlama hem de bütçe açısından net bilgi verilir. 4. Fiyatlar diğer tedavilere göre daha mı yüksektir? Kapsamlı ve kişiye özel olması nedeniyle maliyet standart işlemlere göre değişkenlik gösterir. Ancak her aşama önceden hastayla paylaşılır. 5. Dijital planlama nedir? 3D tarama ve bilgisayar destekli yazılımlarla yapılan, hatasız ve hızlı sonuç alınmasını sağlayan ileri teknoloji uygulamasıdır.

Pedodonti (Çocuk Diş Hekimliği)

Pedodonti (Çocuk Diş Hekimliği)

Çocuklar İçin Sağlıklı Gülüşlerin Temeli Burada Atılır Pedodonti, 0-13 yaş arası çocukların süt ve daimi dişlerinin sağlığını korumayı, gelişimlerini takip etmeyi ve gerekli durumlarda tedavi etmeyi amaçlayan diş hekimliği dalıdır. Çocuklara özel yaklaşımlar gerektiren bu alan, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan hassas bir uzmanlık alanıdır. Çocuk diş hekimliği, yalnızca çürük tedavisiyle sınırlı değildir; diş gelişim takibi, travma yönetimi, koruyucu uygulamalar ve ortodontik yönlendirmeleri de kapsar. Çocukluk döneminde kazanılan ağız sağlığı alışkanlıkları, bireyin tüm yaşamı boyunca sağlıklı dişlerle yaşamasının anahtarıdır.   Pedodontik Uygulamalar Nelerdir? Koruyucu Diş Hekimliği: Fissür örtücü, flor uygulaması gibi çürük önleyici işlemler Çürük Tedavileri: Süt ve daimi dişlerde dolgu ve kanal tedavisi uygulamaları Diş Çekimi: Çürümüş ya da düşmesi gereken dişlerin çekimi Yer Tutucular: Erken kaybedilen süt dişlerinin yerini korumaya yönelik aparatlar Travma Yönetimi: Diş kırıkları veya düşmelerine yönelik acil müdahale Alışkanlık Kırıcı Apareyler: Parmak emme, tırnak yeme gibi alışkanlıkları engelleyen uygulamalar Erken Ortodontik Yönlendirme: Çene gelişimi ve diş dizilimi takibi   Neden Pedodontist Tercih Edilmeli? Çocukların ağız yapısı ve psikolojik tepkileri yetişkinlerden farklıdır. Bu nedenle pedodontistler: Çocuk psikolojisine uygun yaklaşım geliştirir Korkuyu azaltacak iletişim ve teknikler kullanır Daha sabırlı ve anlayışlı bir tedavi süreci sunar Gelişimsel süreçleri dikkatle takip eder Çocuğun gelecekte diş hekimine duyduğu güveni şekillendirir   Çocuğunuzu Diş Hekimine Ne Zaman Götürmelisiniz? Dünya Sağlık Örgütü ve Türk Pedodonti Derneği’ne göre ilk diş hekimi ziyareti ilk süt dişi çıkar çıkmaz ya da en geç 1 yaşında yapılmalıdır. Bu ziyaret yalnızca muayene değil, çocuğun ortamla tanışması açısından da önemlidir.   Diş Korkusunu Önlemenin Yolu: Erken Tanışma ve Güven Çocukların büyük kısmı diş hekimine dair korkularını ebeveynlerinden veya geç yaşta, ağrılı bir işlem sonrası edinir. Oysa pedodontik yaklaşımlarla yapılan erken tanışmalar, çocuğun diş hekimine karşı güven duymasını sağlar. Oyun eşliğinde yapılan tanıtımlar, renklendirilmiş dolgu materyalleri ve anlatımlı tedavi süreçleri çocukların motivasyonunu artırır.   Sık Sorulan Sorular 1. Süt dişleri nasıl olsa düşecek, tedavi etmeye gerek var mı? Evet. Süt dişleri çocuğun çiğneme, konuşma ve daimi dişlere rehberlik açısından çok önemlidir. Erken kayıplar diş dizilimini ve çene gelişimini olumsuz etkileyebilir. 2. Flor uygulaması zararlı mı? Hayır. Klinik ortamda doğru dozda ve uzman kontrolünde uygulanan flor diş çürüklerini %40-60 oranında önler. 3. Yer tutucu nedir, neden kullanılır? Süt dişlerinin erken kaybında, alttan gelen daimi dişin yerini korumak için kullanılan apareylerdir. Aksi halde çapraşıklık gelişebilir. 4. Diş hekimi korkusu nasıl önlenir? Erken yaşta ağrısız işlemlerle diş hekimiyle tanışmak, çocuğun olumlu deneyim yaşamasını sağlar. Zorlayıcı tavırlardan kaçınılmalı, hekimle çocuk arasında güven kurulmalıdır. 5. Diş fırçalama alışkanlığı kaç yaşında kazandırılmalı? İlk diş çıkar çıkmaz temizlik alışkanlığı başlamalıdır. 2 yaşından itibaren florür içeren macunlarla fırçalama önerilir. 6-7 yaşına kadar ebeveyn desteği gerekebilir.

Ortodonti

Ortodonti

Düzgün Sıralanmış Dişler, Sağlıklı Bir Gülüşün Anahtarı Ortodonti, dişlerin ve çenelerin ideal konumda olmasını sağlayan bir diş hekimliği dalıdır. Dişlerdeki çapraşıklık, hizasızlık, çene bozuklukları veya kapanış problemleri ortodontik tedavi ile düzeltilerek hem estetik hem de fonksiyonel açıdan sağlıklı bir ağız yapısı oluşturulur. Ortodonti yalnızca genç yaşta değil, yetişkin bireylerde de başarıyla uygulanabilen bir tedavi sürecidir. Günümüzde estetik kaygı yaşayan hastalar için görünmeyen şeffaf plaklarla (telsiz ortodonti) da tedavi seçenekleri sunulmaktadır.   Ortodontik Problemler Nelerdir? Dişlerde çapraşıklık Diş aralarında boşluk (diastema) Alt veya üst çene geriliği ya da önde olması Kapanış bozuklukları (açık kapanış, derin kapanış vb.) Çapraz kapanış Alt-üst çene dengesizliği Erken ya da geç süt dişi kaybı sonrası oluşan dizilim bozuklukları   Ortodontik Tedavi Yöntemleri 1. Metal Diş Telleri: Klasik ve etkili bir yöntemdir. Günümüzde daha konforlu ve küçük braketlerle uygulanır. 2. Estetik (Seramik) Teller: Diş renginde olduğu için daha az görünür. Estetik kaygısı olan bireyler için tercih edilir. 3. Şeffaf Plaklar (Invisalign ve benzeri): Telsiz ortodonti olarak bilinir. Çıkarılabilir, estetik ve konforlu bir seçenektir. Hafif ve orta düzey vakalarda idealdir. 4. Lingual Ortodonti: Braketlerin dişin iç kısmına yerleştirildiği yöntemdir. Görünmez olması en büyük avantajıdır.   Ortodonti Hangi Yaşta Uygulanabilir? Ortodontik tedavi için en ideal dönem 9-14 yaş arasıdır. Ancak günümüzde yetişkin bireylerde de etkili ve estetik çözümler mümkündür. Gelişen teknolojiyle birlikte yaş sınırlaması büyük ölçüde ortadan kalkmıştır.   Ortodonti Tedavisinin Avantajları Estetik olarak düzgün diş yapısı sağlar Çiğneme ve konuşma fonksiyonlarını iyileştirir Ağız hijyenini kolaylaştırır (çapraşık dişler daha kolay çürür) Çene eklemi problemlerini önlemeye yardımcı olur Özgüveni artırır ve sosyal hayata olumlu etki yapar   Tedavi Süreci Ortodontik tedavi süresi vakaya göre değişmekle birlikte ortalama 12-24 ay arasında sürer. Hastanın uyumu, ağız hijyeni ve tedavi planına bağlı olarak süre kısalabilir veya uzayabilir. Şeffaf plaklar kullanılıyorsa her 2 haftada bir plak değişimi ve ayda bir kontrol önerilir.   Sık Sorulan Sorular 1. Ortodonti ağrılı bir tedavi midir? Tedavi başlangıcında kısa süreli bir baskı ve hassasiyet olabilir, ancak bu durum genellikle birkaç gün içinde geçer. 2. Diş teli takmak için yaş sınırı var mı? Hayır. Diş ve kemik yapısı uygunsa her yaştan birey ortodontik tedavi görebilir. 3. Telsiz ortodonti kimlere uygulanabilir? Şeffaf plaklar; hafif ve orta düzey diş dizilimi bozukluklarında uygundur. İleri vakalarda klasik teller tercih edilebilir. 4. Diş telleri konuşmayı bozar mı? Tedavinin ilk günlerinde hafif adaptasyon süreci olabilir. Ancak çok kısa sürede alışılır ve konuşma normale döner. 5. Tel çıktıktan sonra dişler tekrar bozulur mu? Dişlerin eski haline dönmemesi için pekiştirme tedavisi uygulanır. Gece plağı veya sabit retainer ile bu durum önlenir.

Endodonti (Kanal Tedavisi)

Endodonti (Kanal Tedavisi)

Dişi Kurtarmanın En Etkili Yolu: Kanal Tedavisi Nedir? Endodonti, halk arasında “kanal tedavisi” olarak bilinen, dişin iç kısmındaki sinir ve damar dokularının enfekte olduğu durumlarda uygulanan bir tedavi yöntemidir. Derin çürükler, travmalar veya eski dolgular nedeniyle zarar görmüş diş pulpası (sinir dokusu) temizlenir, kanallar şekillendirilir ve dolgu malzemesi ile kapatılır. Bu sayede diş çekilmeden ağızda uzun yıllar sağlıklı şekilde varlığını sürdürebilir. Kanal tedavisi, dişi kurtaran bir “son şans” değil, doğru yapıldığında kalıcı ve fonksiyonel bir çözüm sunan modern bir tedavi yöntemidir.   Hangi Durumlarda Kanal Tedavisi Gerekir? Diş çürüğünün sinire ulaşması Dişe gelen travmalar (kırık, çatlak) Derin dolgular sonrası gelişen hassasiyet Dişin uzun süren ağrı, zonklama, gece ağrısı gibi belirtiler göstermesi Diş etinde apse veya şişlik oluşması Dişin renginde koyulaşma (pulpa ölümü belirtisi)   Kanal Tedavisi Nasıl Yapılır? Muayene ve Röntgen: Enfeksiyonun yeri ve yaygınlığı tespit edilir. Anestezi Uygulaması: Tedavi bölgesi uyuşturularak işlem ağrısız hale getirilir. Kanal Temizliği: Dişin içindeki enfekte sinir ve doku çıkarılır, kanallar dezenfekte edilir. Kanal Dolgusu: Şekillendirilen kanallar özel dolgu maddeleriyle kapatılır. Restorasyon: Gerekirse diş üzerine dolgu veya kaplama uygulanır. Günümüzde gelişmiş cihazlar sayesinde kanal tedavileri çoğunlukla tek seansta tamamlanabilmektedir.   Kanal Tedavisinin Avantajları Doğal dişin ağızda kalmasını sağlar Çiğneme fonksiyonunu ve estetik görünümü korur Diş çekimini ve protez uygulamasını geciktirir veya önler İleri enfeksiyonları ve kemik kaybını önler Başarılı uygulamalarda %95’in üzerinde kalıcılık sağlar   Tedavi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler İşlem sonrası geçici hassasiyet olabilir, bu normaldir 24 saat içinde sert gıdalardan kaçınılmalıdır Dişin üzerine baskı uygulamaktan kaçınılmalı, gerekirse geçici dolgu korunmalıdır Gerekli durumlarda diş kaplama ile güçlendirilmelidir Düzenli ağız hijyenine devam edilmelidir   Sık Sorulan Sorular 1. Kanal tedavisi ağrılı mı? Hayır. Modern lokal anestezi yöntemleriyle işlem tamamen ağrısızdır. Sonrasında hafif bir sızı olabilir ama kısa sürede geçer. 2. Kanal tedavisi tek seansta yapılabilir mi? Evet. Basit vakalarda çoğunlukla tek seansta tamamlanır. Geniş enfeksiyonlarda birkaç seans gerekebilir. 3. Kanal tedavili diş uzun ömürlü olur mu? Doğru uygulanmış ve iyi bakılmış kanal tedavili dişler 10-20 yıl hatta ömür boyu ağızda kalabilir. 4. Kanal tedavisi sonrası dişimde kırılma olur mu? Dişin yapısı zayıfladığı için kaplama önerilebilir. Bu sayede kırılma riski önlenir. 5. Kanal tedavisi başarısız olursa ne yapılır? Gerekirse kanal yenileme (retreatment) yapılabilir. İleri vakalarda apikal rezeksiyon (kök ucu ameliyatı) gerekebilir.

Dentavia

Tanıtım Videosu

Doktorlarımız

SMART Protokolü ile Amalgam Dolgu Sökümü

Uzm. Dt. Mehmet Soydinç

Ortodonti Uzmanı

SMART Protokolü ile Amalgam Dolgu Sökümü

Dt. İrem Özen

Estetik Diş Hekimi

SMART Protokolü ile Amalgam Dolgu Sökümü

Uzm. Dt. Yusuf Buğra Özdemir

Çene Cerrahisi Uzmanı

SMART Protokolü ile Amalgam Dolgu Sökümü

Uzm. Dt. Esma Atış

pedodonti çocuk diş hekimi

MERAK ETTİĞİNİZ

SIK SORULAN SORULAR

Her iki tedavi de eksik dişlerin yerine konulmasını sağlar. Ancak implant, çene kemiğine yerleştirildiği için daha doğal ve uzun ömürlüdür. Hangi yöntemin uygun olduğuna diş hekiminizin detaylı muayenesiyle karar verilir.

Hayır. Uzman kontrolünde ve doğru malzemelerle uygulanan diş beyazlatma işlemi diş minesine zarar vermez. Kısa sürede daha estetik bir gülüş elde etmenizi sağlar.

 

Evet. Süt dişleri, daimi dişlerin sağlıklı gelişimi için rehber görevi görür. Bu nedenle çürük olan süt dişleri kanal tedavisi veya dolgu ile korunmalıdır.

Gece plağı kullanımı, stres yönetimi ve çene kaslarını rahatlatan egzersizlerle tedavi edilir. İleri vakalarda botoks tedavisi de uygulanabilir.

blog

Sağlık Rehberi

Diş Beyazlatma Hakkında Merak Edilenler: Yöntemler, Etkiler ve Güvenlik

Diş Beyazlatma Hakkında Merak Edilenler: Yöntemler, Etkiler ve Güvenlik

Beyaz ve sağlıklı görünen dişler, hem estetik hem de özgüven açısından büyük önem taşır. Günümüzde birçok kişi daha parlak bir gülüşe sahip olmak için diş beyazlatma yöntemlerine başvuruyor. Ancak diş beyazlatma işlemi hakkında çeşitli soru işaretleri ve yanlış bilgiler de yaygındır. Bu yazıda, diş beyazlatma süreciyle ilgili tüm merak edilenleri detaylı şekilde ele alıyoruz. Diş Beyazlatma Nedir? Diş beyazlatma, diş yüzeyindeki renk değişimlerini gidererek dişlerin birkaç ton daha açık hale getirilmesi işlemidir. Genellikle hidrojen peroksit veya karbamid peroksit içeren özel beyazlatıcı jeller ile yapılır. Dişlerde Renklenme Neden Oluşur? Dişlerin rengi zamanla çeşitli etkenlerle koyulaşabilir veya sararabilir. Bunlar arasında: Çay, kahve, kırmızı şarap gibi boyayıcı içecekler Sigara ve tütün ürünleri Yetersiz ağız hijyeni Yaşlanma Bazı ilaçlar (tetrasiklin gibi) Travmalar sonucu dişin iç yapısında oluşan değişiklikler Diş Beyazlatma Yöntemleri Ofis Tipi Beyazlatma (Klinik Uygulama): Diş hekimi tarafından uygulanan bu yöntemde, yüksek yoğunluklu beyazlatıcı jel kullanılır ve özel ışık cihazları ile desteklenir. Tek seansta etkili sonuçlar elde edilebilir. Ev Tipi Beyazlatma: Hekimin hazırladığı kişiye özel plaklara beyazlatıcı jel yerleştirilerek genellikle birkaç gün boyunca günde birkaç saat kullanılır. Hazır Beyazlatma Ürünleri: Eczaneden temin edilebilen beyazlatıcı şeritler veya jellerdir. Etkileri daha zayıf ve geçici olabilir. Diş Beyazlatma Güvenli midir? Uzman bir diş hekimi kontrolünde yapıldığında diş beyazlatma işlemi güvenlidir. Ancak yanlış ürünlerin kontrolsüz şekilde kullanılması diş minesine zarar verebilir veya diş eti tahrişine yol açabilir. Beyazlatma Kalıcı mı? Diş beyazlatma işlemi kalıcı değildir, ancak etkisi 6 ay ile 2 yıl arasında sürebilir. Sonuçların süresi, kişinin yaşam tarzına ve ağız bakım alışkanlıklarına bağlıdır. İşlem sonrası çay, kahve ve sigara tüketiminin azaltılması önerilir. Beyazlatma Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli? İlk 48 saat boyunca renkli yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır. Asitli içeceklerden uzak durulmalı. Diş fırçalama ve ağız bakım rutinine dikkat edilmelidir. Renklenmeye neden olan alışkanlıklardan (sigara, kahve) uzak durulmalıdır. Kimler Diş Beyazlatma Yaptırmamalı? Hamileler ve emziren anneler 16 yaşından küçük bireyler Alerjisi olan kişiler Diş eti hastalığı veya çürüğü bulunan bireyler (önce tedavi edilmelidir) Sık Sorulan Sorular 1. Diş beyazlatma işlemi ağrılı mı? Hayır, ancak işlem sonrasında bazı bireylerde geçici hassasiyet oluşabilir. Bu genellikle 24-48 saat içinde geçer. 2. Dişlerim tekrar sararır mı? Evet, özellikle renklendirici gıdalar tüketmeye devam edilirse. Ancak düzenli bakım ile bu süre uzatılabilir. 3. Evde yapılan beyazlatma işlemleri güvenli mi? Hekim kontrolünde verilen ürünler güvenlidir. Ancak internetten alınan, içeriği belirsiz ürünler risk oluşturur. 4. Hassas dişlere beyazlatma yapılabilir mi? Diş hekiminiz uygun dozaj ve teknikle hassas dişlere de güvenle beyazlatma uygulayabilir.

DEVAMI
Hamilelikte Ağız ve Diş Sağlığı: Anne Adayları Nelere Dikkat Etmeli?

Hamilelikte Ağız ve Diş Sağlığı: Anne Adayları Nelere Dikkat Etmeli?

Hamilelik, hem bedensel hem de hormonal birçok değişimin yaşandığı özel bir dönemdir. Bu süreçte diş ve diş eti sağlığı da doğrudan etkilenir. Ancak birçok anne adayı, gebelik sırasında ağız ve diş sağlığını ikinci plana atar. Oysa ihmal edilen diş sorunları, hem annenin sağlığını hem de bebeğin gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Hamilelikte Diş Eti Problemleri Neden Artar? Gebelikte östrojen ve progesteron hormonlarının artması, diş etlerinde kan akışını artırır ve bu da diş eti iltihabına (gebelik gingiviti) yatkınlığı yükseltir. Aşağıdaki belirtiler sıklıkla görülür: Diş eti kanaması Şişmiş ve kızarık diş etleri Ağız kokusu Diş eti çekilmesi Bu belirtiler, düzenli fırçalama ve diş ipi kullanımına rağmen devam ediyorsa, mutlaka diş hekimi kontrolü yapılmalıdır. Diş Tedavisi Hamilelikte Yapılabilir mi? Evet. Hamilelikte acil olmayan işlemler genellikle ikinci trimester (4-6. aylar) arasında güvenle yapılabilir. Bu dönemde anne adayı hem daha rahattır hem de gelişmekte olan bebek için risk daha düşüktür. İlk 3 ay ve son 3 ayda, zorunlu olmadıkça tedaviler ertelenebilir. Güvenli Olan İşlemler: Diş taşı temizliği Dolgu Diş çekimi (gerekliyse ve lokal anestezi ile) Röntgen (kurşun önlük ile gerekli önlem alınarak) Hamilelikte Röntgen Çekilir mi? Evet, gerektiği durumlarda alınan önlemlerle birlikte ağız röntgeni güvenle çekilebilir. Kurşun yelek ve tiroid koruyucu ile bebeğin radyasyondan etkilenmesi engellenir. Anne Adaylarının Dikkat Etmesi Gerekenler Günde en az 2 kez florürlü diş macunu ile dişler fırçalanmalıdır. Diş ipi veya ara yüz fırçaları kullanılarak diş araları temizlenmelidir. Aşırı tatlı tüketimi sınırlandırılmalı, ara öğünlerde meyve ve süt gibi sağlıklı gıdalar tercih edilmelidir. Kusma sonrası ağız mutlaka suyla çalkalanmalı ve 30 dakika sonra diş fırçalanmalıdır. Bebek Diş Sağlığı İçin Ne Yapılmalı? Annenin ağız sağlığı, bebeğin gelecekteki diş sağlığı açısından da önemlidir. Annenin ağzındaki çürük bakterileri, doğumdan sonra bebekle temasla bulaşabilir. Bu nedenle doğum öncesi ağız hijyeni, çocuğun da sağlıklı bir ağız yapısına sahip olmasında önemli rol oynar. Sık Sorulan Sorular 1. Hamileyken diş çektirmek zararlı mı? Hayır, gerekli durumlarda lokal anestezi ile güvenli şekilde yapılabilir. Zamanlama ve risk değerlendirmesi hekime bırakılmalıdır. 2. Gebelikte diş ağrısına ne iyi gelir? Geçici olarak tuzlu suyla gargara yapılabilir. Ancak mutlaka bir diş hekimi tarafından değerlendirilmelidir. 3. Diş eti kanaması normal mi? Hormonal değişikliklerden dolayı sık görülür. Ancak fırçalama ihmal edilmemeli, hatta diş eti sağlığını korumak için daha dikkatli olunmalıdır. 4. Diş tedavisi bebeğe zarar verir mi? Hayır, uzman kontrolünde ve uygun zamanda yapıldığında güvenlidir. Anestezik maddeler de lokal uygulandığı için bebeğe geçmez.

DEVAMI
Diş Sıkma ve Gıcırdatma (Bruksizm) Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Diş Sıkma ve Gıcırdatma (Bruksizm) Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Dişlerinizi gece uyurken farkında olmadan sıkıyor ya da gıcırdatıyor musunuz? Sabahları çene ağrısı, baş ağrısı veya dişlerde hassasiyetle uyanıyorsanız, “bruksizm” adı verilen diş sıkma rahatsızlığınız olabilir. Bruksizm, hem çocuklarda hem de yetişkinlerde sıkça görülen, ancak çoğu zaman fark edilmeden ilerleyen bir problemdir. Bruksizm Nedir? Bruksizm, kişinin istemsiz olarak dişlerini sıkması veya gıcırdatması durumudur. Genellikle gece uykuda gerçekleşir, ancak bazı kişilerde gün içinde de meydana gelebilir. Bu durum zamanla diş minesinin aşınmasına, dişlerin çatlamasına ve çene ekleminde hasara yol açabilir. Bruksizmin Nedenleri Nelerdir? Diş sıkma genellikle fiziksel bir sorundan çok, psikolojik ve nörolojik nedenlerle ortaya çıkar. Yaygın nedenler şunlardır: Stres ve anksiyete Uyku bozuklukları (örneğin, uyku apnesi) Diş dizilimindeki bozukluklar (maloklüzyon) Duygusal baskılar veya bastırılmış öfke Parkinson ve benzeri nörolojik hastalıklar Diş Sıkma Belirtileri Nelerdir? Bruksizm, çoğu zaman farkında olunmadan ilerlediği için belirtiler dikkatle gözlemlenmelidir: Sabahları baş ağrısı veya yüz ağrısı ile uyanma Çene ekleminde ağrı, kütleme sesi veya hareket kısıtlılığı Diş minesinde aşınma Dişlerde kırık veya çatlak oluşumu Kulak çevresinde ağrı hissi Dişlerde sıcak-soğuk hassasiyeti Bruksizm Nasıl Tedavi Edilir? Bruksizmin kesin bir çözümü tek başına bir yöntemle sağlanamaz. Genellikle birden fazla yaklaşımın kombinasyonu önerilir: Gece plağı (splint): Özel olarak hazırlanan silikon gece plakları, dişlerin birbirine temas etmesini önleyerek hasarı azaltır. Stres yönetimi: Psikolojik destek, gevşeme egzersizleri, yoga veya meditasyon gibi yöntemler bruksizmin şiddetini azaltabilir. Diş tedavileri: Eğer neden diş dizilim bozukluğuysa ortodontik tedaviler gerekebilir. Botoks uygulaması: Çene kaslarına düşük doz botoks uygulaması, kasların sıkılmasını engelleyerek bruksizmin önüne geçebilir. Evde Alınabilecek Önlemler Gün içinde çene pozisyonunuzu kontrol edin, dişlerinizin birbirine değmemesine dikkat edin. Yatmadan önce ılık duş almak, bitki çayı içmek gibi rahatlatıcı rutinler oluşturun. Sert yiyeceklerden (kuruyemiş, buz gibi) uzak durun. Gün içinde dişlerinizi gereksiz yere sıkmamaya çalışın. Sık Sorulan Sorular 1. Diş sıkma neden sadece geceleri olur? Uyku sırasında stresin etkisiyle farkında olmadan çene kasları kasılır. Bu yüzden gece bruksizmi daha yaygındır. 2. Gece plağı takmak kesin çözüm müdür? Gece plağı, dişlerin zarar görmesini engeller ancak altta yatan nedeni ortadan kaldırmaz. Tedavi çok yönlü olmalıdır. 3. Diş sıkma çocuklarda da olur mu? Evet. Özellikle süt dişlerinin değişim döneminde geçici olarak görülebilir. Ancak sürekli hale gelirse hekim kontrolü gerekir. 4. Bruksizm tedavi edilmezse ne olur? Dişlerde çatlama, çene ekleminde kalıcı hasar, kas ağrıları ve ciddi baş ağrılarına yol açabilir.

DEVAMI
Çocuklarda İlk Diş Muayenesi Ne Zaman Yapılmalı? Aileler İçin Rehber

Çocuklarda İlk Diş Muayenesi Ne Zaman Yapılmalı? Aileler İçin Rehber

Bir çocuğun ilk diş muayenesi, sadece çürük kontrolü amacıyla değil, aynı zamanda ağız ve diş sağlığının temellerini oluşturmak için önemli bir adımdır. Ancak birçok aile, diş hekimine gitmeyi ancak bir problem ortaya çıktığında düşünür. Oysa çocuklarda düzenli diş kontrolleri, hem erken teşhis hem de kalıcı diş sağlığı alışkanlıklarının kazandırılması açısından büyük önem taşır. İlk Diş Ne Zaman Çıkar? Genellikle bebeklerde ilk diş 6. aydan itibaren çıkmaya başlar. Bu süreç bazı bebeklerde daha erken, bazılarında ise daha geç olabilir. İlk dişin çıkmasından kısa süre sonra diş hekimi ziyareti önerilir. Amerikan Pediatrik Diş Hekimliği Akademisi (AAPD), ilk diş çıktıktan sonra veya en geç 1 yaşına kadar çocukların diş hekimine götürülmesini önermektedir. Neden Bu Kadar Erken? Erken yaşta yapılan diş muayeneleri sayesinde: Süt dişlerinde çürük oluşumu erkenden fark edilir, Çene gelişimi izlenebilir, Parmak emme, emzik kullanımı gibi alışkanlıkların diş yapısına etkileri değerlendirilir, Aileler doğru ağız bakımı hakkında bilgilendirilir. Çocuklar Diş Hekimine Nasıl Alıştırılır? Çocuklar için diş hekimi ziyareti çoğu zaman korkutucu olabilir. Ancak doğru yaklaşım ile bu süreci keyifli hale getirmek mümkündür: Diş hekimi oyunla tanıtılabilir, İlk randevu mutlaka ağrısız ve işlem gerektirmeyen bir kontrol olmalıdır, Klinik ortamı çocuklara özel olmalı, renkli ve eğlenceli bir atmosfer sunmalıdır. Süt Dişleri Neden Önemlidir? Birçok ebeveyn, süt dişlerinin geçici olduğunu düşündüğü için çürüklerini önemsemez. Oysa süt dişleri: Çiğneme ve konuşma işlevi görür, Kalıcı dişlerin yerini hazırlar, Erken kaybı durumunda dişlerde çapraşıklığa neden olabilir. Diş Fırçalama Ne Zaman Başlamalı? İlk diş çıkmadan önce bile bebeğin diş etleri temiz, yumuşak bir bezle silinmelidir. İlk diş çıktıktan sonra çocuklara özel diş fırçaları ve az miktarda florürlü macun ile fırçalama yapılabilir. Günde en az 2 kez diş fırçalama alışkanlığı kazandırılmalıdır. Sık Sorulan Sorular 1. Çocuğumu ne zaman ilk kez diş hekimine götürmeliyim? İlk diş çıktıktan sonra ya da en geç 12. ayda ilk muayene yapılmalıdır. 2. Süt dişi çürürse ne olur? Tedavi edilmezse ağrı, enfeksiyon ve kalıcı dişlerde şekil bozuklukları görülebilir. 3. Diş hekimi korkusunu nasıl aşabiliriz? İlk muayene olumlu geçerse ve diş hekimi deneyimi oyun gibi sunulursa, çocuklarda korku gelişmez. 4. Emzik kullanımı diş yapısını bozar mı? Uzun süreli emzik kullanımı, üst ön dişlerin öne doğru çıkmasına neden olabilir. 2 yaşından sonra bırakılması önerilir.

DEVAMI
Diş Taşı Temizliği Neden Gereklidir? Ne Sıklıkla Yapılmalı?

Diş Taşı Temizliği Neden Gereklidir? Ne Sıklıkla Yapılmalı?

Diş taşı, dişlerin üzerinde zamanla biriken ve fırçalama ile temizlenemeyen sertleşmiş bakteri plaklarıdır. Bu plaklar, tükürükte bulunan minerallerle birleşerek sert bir yapıya dönüşür ve diş eti çizgisinin altına kadar inebilir. Diş taşı sadece estetik sorunlara değil, aynı zamanda ciddi ağız ve diş sağlığı problemlerine de yol açabilir. Diş Taşı Oluşumu Nasıl Gerçekleşir? Diş yüzeylerinde oluşan plak, düzenli olarak temizlenmezse sertleşerek tartar yani diş taşına dönüşür. Özellikle düzenli diş fırçalamayan bireylerde ve sigara kullanan kişilerde diş taşı oluşumu daha hızlı ve yoğun şekilde gerçekleşir. Diş Taşı Temizliği Neden Önemlidir? Diş eti hastalıklarını önler: Diş taşları, diş eti iltihabına (gingivitis) neden olabilir. Bu durum tedavi edilmezse ileri seviyede periodontitise yol açar. Ağız kokusunu önler: Diş taşları, ağızda bakterilerin üremesi için uygun bir zemin oluşturur ve bu da kötü ağız kokusuna neden olabilir. Dişlerin doğal rengini ortaya çıkarır: Diş taşları dişlerde sarımsı ve kahverengi görünüme yol açar. Temizlik sonrası dişler daha beyaz görünür. Diş kayıplarını önler: İleri derecede diş taşı birikimi kemik kaybına ve sonunda diş kaybına yol açabilir. Diş Taşı Temizliği Ne Sıklıkla Yapılmalıdır? Genellikle 6 ayda bir diş taşı temizliği yapılması önerilir. Ancak diş taşı oluşumuna yatkın bireylerde bu süre 3-4 aya kadar inebilir. Diş hekimi kontrolleri bu konuda en doğru yönlendirmeyi sağlayacaktır. Diş Taşı Temizliği Acıtır mı? Hayır. Diş taşı temizliği, modern ultrasonik cihazlar ile yapılan bir işlemdir ve genellikle ağrısızdır. Diş eti hassasiyeti olan bireylerde lokal anestezi kullanılabilir. Diş Taşı Temizliğinden Sonra Nelere Dikkat Edilmelidir? İlk 24 saat sıcak-soğuk hassasiyetine karşı dikkatli olunmalıdır. Renkli içecekler (çay, kahve, şarap) birkaç gün boyunca sınırlandırılmalıdır. Ağız hijyenine daha fazla özen gösterilmelidir. Sık Sorulan Sorular Diş taşı kendiliğinden geçer mi? Hayır, evde fırçalama ile temizlenemez. Diş hekimi tarafından profesyonel olarak temizlenmelidir. Diş taşı temizliği diş minesine zarar verir mi? Hayır, doğru teknikle yapılan temizlik işlemi diş minesine zarar vermez. Diş taşı temizliğinden sonra kanama olur mu? İlk temizlikten sonra hafif diş eti kanamaları olabilir, bu normaldir ve kısa sürede geçer.

DEVAMI
Diş Sağlığı ve Beslenme İlişkisi: Neler Tüketmeli, Nelerden Kaçınmalı?

Diş Sağlığı ve Beslenme İlişkisi: Neler Tüketmeli, Nelerden Kaçınmalı?

Sağlıklı bir gülümsemenin sadece diş fırçalamakla sağlandığını düşünüyorsanız, bir kez daha düşünmelisiniz. Ağız ve diş sağlığı, doğrudan beslenme alışkanlıklarımızla bağlantılıdır. Tükettiğimiz yiyecek ve içecekler, dişlerimizin dayanıklılığını, çürük riskini ve genel ağız sağlığını büyük ölçüde etkiler. Hangi Besinler Diş Sağlığına Faydalıdır? Bazı gıdalar dişlerimizi güçlendirirken, bazıları da zarar verir. İşte diş dostu başlıca besinler: Süt ve süt ürünleri: Kalsiyum ve fosfor bakımından zengin olan süt, peynir ve yoğurt gibi ürünler diş minesini güçlendirir. Lifli sebzeler ve meyveler: Elma, havuç ve kereviz gibi lifli gıdalar tükürük salgısını artırarak doğal temizlik sağlar. Yeşil yapraklı sebzeler: Ispanak, brokoli ve lahana gibi sebzeler, hem vitamin hem de mineral desteğiyle diş etlerini korur. Su: Gün boyunca su tüketmek, ağız içinde oluşan asitleri nötralize ederek çürük oluşumunu engeller. Dişlere Zarar Veren Gıdalar Bazı gıdalar ve içecekler diş minesine zarar verir, çürük riskini artırır. Bunlardan bazıları şunlardır: Şekerli yiyecek ve içecekler: Şeker, ağızdaki bakterilerle birleşerek asit üretir ve bu asit diş minesini aşındırır. Gazlı içecekler: Asidik yapıları nedeniyle diş yüzeyini zayıflatır. Yapışkan atıştırmalıklar: Karamel, lokum, jelibon gibi gıdalar dişe yapışarak temizlenmesi zor plak oluşumuna neden olur. Aşırı sıcak-soğuk yiyecekler: Aniden tüketilen çok sıcak veya çok soğuk gıdalar diş hassasiyetine yol açabilir. Günlük Hayatta Nelere Dikkat Etmeliyiz? Her ana öğünden sonra su içmek, ağız içi pH dengesini korur. Şekerli bir şey tüketildiğinde hemen diş fırçalamak yerine 20-30 dakika bekleyip sonra fırçalamak daha sağlıklıdır. Şekersiz sakızlar, tükürük üretimini teşvik ederek doğal temizliğe katkı sağlar. Gece yatmadan önce diş fırçalamak ve gerekirse diş ipi kullanmak ihmal edilmemelidir. Çocuklarda Beslenme Alışkanlıkları Neden Önemlidir? Çocuklarda süt dişleri, daimi dişlerin sağlıklı gelişimi için oldukça önemlidir. Bu nedenle küçük yaşlardan itibaren şekersiz beslenme alışkanlığı kazandırmak, hem çürük oluşumunu azaltır hem de ömür boyu sürecek sağlıklı ağız yapısının temelini atar. Öğün aralarında sık sık şekerli atıştırmalıklar vermek yerine, elma gibi lifli meyveler tercih edilmelidir. Sık Sorulan Sorular 1. Asitli içecekleri tamamen bırakmalı mıyım? Mümkünse evet. Eğer tüketilecekse, pipetle içmek ve sonrasında su içmek zararları azaltır. 2. Dişlerimi her yemek sonrası fırçalamalı mıyım? Günde en az 2 kez fırçalamak yeterlidir. Ancak yemek sonrası ağzı suyla çalkalamak da oldukça faydalıdır. 3. Şekerli gıdalardan tamamen kaçınmalı mıyım? Hayır, ancak miktar ve sıklık kontrol altında tutulmalı. Tükettikten sonra temizlik ihmal edilmemelidir.

DEVAMI

İletişim

İletişim Bilgileri

Atakent mah, Dentavia Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği, Caher Dudayev Bulvarı 144A, Karşıyaka/İzmir, Türkiye

+(90) (232) 335 00 75

info@dentaviaizmir.com